09 Nisan 2025 Çarşamba
Abdülkadir Özkan ve DBL Entertainment, son dönemde artan karalama kampanyaları ve dezenformasyonla ilgili hukuki süreç başlattı. Avukatları Ted Anastasiou, itibar ve ticari zararın boyutuna dikkat çekerek tüm sorumluların yargı önünde hesap vereceğini duyurdu.
Abdülkadir Özkan ve DBL Entertainment, son haftalarda artan dezenformasyon kampanyaları ve koordineli saldırılara karşı kamuoyuna sert bir açıklamayla seslendi. Yapılan yazılı açıklamada, yayılan yanlış ve yanıltıcı bilgilerin müvekkillerin ticari faaliyetlerine ve itibarına doğrudan zarar verdiği vurgulandı.
Özellikle 31 Mart ve 1 Nisan tarihlerinde yapılan açıklamalarda Özkan’ın, barışçıl protestoları desteklediği ancak şiddet eylemlerine karşı olduğu yönündeki beyanlarına rağmen, bu açıklamaların bazı kesimlerce çarpıtıldığı belirtildi. “Yalanların alternatif gerçekler gibi sunulması, içinde bulunduğumuz dönemin trajik bir yansımasıdır,” ifadelerine yer verildi.
Avukat Ted Anastasiou tarafından yapılan açıklamada, DBL Entertainment’ın yıllardır siyasi veya devlet desteği almadan bağımsız şekilde faaliyet gösterdiği ve dünya çapında sanatçıları Türkiye’ye getirdiği hatırlatıldı. Ancak son saldırıların sadece Özkan’ı değil, şirketle iş yapan tedarikçileri ve birçok sektörel profesyoneli de olumsuz etkilediği kaydedildi.
Şirketin ve Özkan’ın, iftira, halkı kışkırtma, haksız rekabet ve ekonomik müdahale gibi eylemlerden sorumlu kişi ve kuruluşlar hakkında resmi hukuki süreç başlattığı duyuruldu. Ayrıca sözleşme ihlali ve kötü niyetli beyanlarla ilgili yeni davaların da yolda olduğu belirtildi.
Açıklamada son olarak, “Bu çalışmaların kötü niyetli kampanyalara ya da fırsatçı dezenformasyona kurban edilmesine izin verilmeyecektir. Sorumlu tüm taraflar, mevcut tüm hukuki yollarla hesap verecektir,” denildi.
Basın açıklamasının tamamı şu şekilde;
Son haftalarda, Abdülkadir Özkan ve DBL Entertainment, devamlı bir dezenformasyon kampanyası ve koordineli saldırıların hedefi haline gelmiştir. Kamuoyuna yapılan açıklamalarla gerçek durum net bir şekilde belirtilmesine rağmen, bazı kişi ve kuruluşlar yanlış ve yanıltıcı iddiaları yaymaya devam ederek müvekkillerimizin ticari faaliyetlerine ve itibarına doğrudan zarar vermiştir.
31 Mart tarihinde, Sayın Özkan, açıklamalarının küçük bir grup şiddet yanlısı provokatöre yönelik olduğunu ve barışçıl protestonun temel bir anayasal hak olduğunu açıkça ifade etmiştir.
1 Nisan tarihinde ise, Sayın Özkan, protestoların hayati önem taşıdığını, ancak protesto adı altında gerçekleştirilen “şiddetin” asla kabul edilemeyeceğini tekrar vurgulamıştır.
Sayın Özkan’ın bu makul duruşunun böylesine çarpıtılabilmesi, içinde yaşadığımız dönemi net bir şekilde ortaya koymaktadır; yalanların “alternatif gerçekler” olarak pazarlanıp sosyal medyada hızla yayılması bunun açık bir göstergesidir.
Şunu net olarak ifade etmek isteriz ki: Müvekkilimizin şirketi DBL Entertainment, yıllardır herhangi bir siyasi veya devlet desteği almaksızın, tamamen bağımsız bir biçimde faaliyet göstermiş ve dünyanın en önemli sanatçılarından bazılarını Türkiye’ye getirmiştir.
Ancak buna rağmen, Sayın Özkan akla ve hukuka aykırı biçimde hedef alınmış, gerçekleştirilen saldırılar, konser iptallerinden itibar zedelenmesine kadar milyonlarca dolarlık maddi ve ölçülebilir zararlara neden olmuş ve bu durum yalnızca müvekkillerimize değil, DBL ile çalışan çok sayıda tedarikçi ve profesyonele de zarar vermiştir.
Bu yalanlar ne zaman son bulacak? Cevap nettir: Şimdi.
Sayın Özkan, iftira, halkı kışkırtma, haksız rekabet ve ekonomik müdahale eylemlerinden sorumlu kişi ve kuruluşlar hakkında resmi hukuki girişimlerde bulunmuştur. Türk ve uluslararası hukuktan doğan tüm yasal haklarımızı aktif olarak takip etmekteyiz.
Sözleşme ihlali, kötü niyetli yanlış beyanlar ve koordineli karalama dahil olmak üzere hukuka aykırı faaliyetlerde bulunan herkes hakkında ek hukuki işlemler yakında başlayacaktır.
Müvekkillerimiz, Türkiye’ye kültürel etkinlikler getiren ve yaratıcı ile teknik profesyonellerden oluşan geniş bir ekosistemi destekleyen bir işi kurmak için yıllarca emek harcamıştır. Bu çalışmaların kötü niyetli kampanyalara ya da fırsatçı dezenformasyona kurban edilmesine izin verilmeyecektir.
DBL Entertainment ve Sayın Özkan, çalışmalarını ve itibarını korumaya devam edecek, sorumlu tüm tarafları hiçbir istisna gözetmeksizin, mevcut tüm hukuki yollarla sorumlu tutacaktır.
Ted Anastasiou, Esq.
Abdülkadir Özkan ve DBL Entertainment Avukatı
Yönetici Ortak, Arctus Group
Genç yetenek Aleyna, Sezen Aksu’nun duygu yüklü eseri “Güvercin”i kendine özgü yorumuyla yeniden seslendirdi. İlk çalışması olan bu özel yorum, 14 Nisan’da tüm dijital platformlarda müzikseverlerle buluşacak.
Aleyna, ilk çalışması olan “Güvercin” ile 14 Nisan’da tüm dijital platformlarda yayında olacak. Güçlü yorumu ve tarzıyla dikkat çeken Aleyna, müzik sektörüne iddialı giriyor.
Aleyna, Türkiye’ de ses getirecek 5 akustik şarkının da hazırlıkları aynı zamanda devam ediyor. 324 Recors’ta aranjeleri yapılan eserlerle sektöre hızlı bir giriş yapacak genç sanatçının kliplerini başarılı yönetmen Yunus Can Akıl çekti. Aleyna’ya bu yolda yapımcısı ve menajeri olan Özgür Akgün eşlik ediyor.
Akgün: “Eşimin çocukluk hayalini gerçekleştireceğimiz için çok heyecanlıyız. Ben her zaman yanındayım ve çok güzel projelere imza atacağız. Aleyna’nın bu yolda başarılı olacağına inancım tam dedi.”
Evrim Kırcı, yeni şarkısı TAVERNA 1977 ile müzikseverlerle buluştu. Şarkı, GR8YAPIM etiketiyle tüm dijital platformlarda ve klibiyle YouTube’da yayına girdi.
Türk müziğinde kendine özgü tarzıyla dikkat çeken Evrim Kırcı, yeni şarkısı TAVERNA 1977’yi dinleyicilerle buluşturdu. Söz ve müziği sanatçının kendisine ait olan şarkının aranjesini Hikmet İplikçi üstlenirken, mix ve mastering çalışmaları Brudo imzası taşıyor.
Şarkının enstrümantasyonunda gitarları Emrah Koçak, bas gitarı Murat Kahraman, kemanları Alpha Strings ve piyanoyu Gökhan Doğanay çaldı. Kayıtlar ise JingleRec Stüdyosu’nda yapıldı.
Klibiyle de büyük ilgi çeken “TAVERNA 1977”nin yönetmen koltuğunda Onur Özcan oturuyor. Klipte, oyuncu İrem Alnıaçık rol alırken, ışık tasarımı Şenol Şengüler’e, kuaför ve makyaj Mustafa Bayman’a, kostüm & styling çalışmaları ise Wonder Kostüm ekibine ait. Klip çekimleri Joker Garaj’da gerçekleştirildi.
Nostaljik bir atmosfer sunan “TAVERNA 1977”nin sözleri, geçmişin izlerini taşıyan duygusal bir hikâyeyi anlatıyor:
“Ne güzeldik seninle
Beyaz günlere yazmıştık hayalleri
Mazbut bir meyhanede
Önümüzde iki mey kadehi…”
Evrim Kırcı’nın yeni şarkısı TAVERNA 1977, tüm dijital platformlarda dinlenebilir ve video klibi YouTube’da izlenebilir.
TAVERNA 1977 Sözleri ;
Ne güzeldik seninle
Beyaz günlere yazmıştık hayalleri
Mazbut bir meyhanede
Önümüzde iki mey kadehi
Eski bir hayal bu
Geçmişin hevesi
Papatyalar’dan yapılmış
Kuru bir aşk kadehi
Kuru bir aşk hikayesi…
Meşk-i Eyvan Sıra Gecesi grubu, sözü ve müziği Hakan Demirtaş’a ait Ben Ağlaram adlı eserle müzikseverlere unutulmaz bir şölen sunuyor.
Ard arda çıkardığı eserlerle adından söz ettiren Murat Eren, 12 kişiden oluşan Meşk-i Eyvan Sıra Gecesi ekibiyle müzik dünyasında yeni bir soluk getirmeye hazırlanıyor. Sözü ve müziği Hakan Demirtaş’a ait olan Ben Ağlaram adlı eserin aranjörlüğünü Mustafa Sancak, mix-mastering işlemlerini ise Özgür Yurtoğlu üstlendi. Klibin yönetmen koltuğunda Yunus Can Akıl otururken, çekimler Kumkapı’nın gözde mekanlarından Deniz Kızı Restoran’ında gerçekleştirildi. Klipte Murat Eren’e ekip arkadaşları ve dostları eşlik etti. Projenin koordinatörlüğünü Özlem Sahra Akpınar üstlenirken, eser MGM Müzik etiketiyle tüm dijital platformlarda yerini aldı.
Meşk-i Eyvan ekibi, sıra gecesi geleneğini sürdürmeyi ve ülkemizin zengin halk müziğini tüm bölgelere yaymayı amaçlıyor. 12 kişiden oluşan grup, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri başta olmak üzere tüm müzikseverlerine hitap etmeyi hedefliyor.
Emekli emniyet amiri ve faktöring sektöründe uzun yıllar faaliyet gösteren Necat Hepkon’un oğlu İbrahim Hepkon, “tefecilik” suçlamasıyla gündeme gelmesine rağmen Boğaz’da lüks bir doğum günü partisi düzenledi.
11 Aralık’ta tefecilik suçlamasıyla gözaltına alınan ve teknesiyle yurt dışına kaçma girişiminde bulunduğu iddiasıyla yakalanan İbrahim Hepkon, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasının ardından eşi Seray Hepkon ile Boğaz’da lüks bir mekanda doğum gününü kutladı. Mal varlığına tedbir konulan ve yurt dışına çıkış yasağı bulunan Hepkon, hakkında Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) onlarca şikayet yapılmıştı.
Geçtiğimiz günlerde Ortaköy’deki evinde gözaltına alınan İbrahim Hepkon’la ilgili İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği şu kararı vermişti:
“Şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu, adli kontrol tedbirinin uygun ve orantılı olduğu anlaşılarak, şüphelinin pazar günleri saat 07.00-17.00 arasında ikametinin bağlı bulunduğu kolluk birimine müracaat ederek imza atmak suretiyle adli kontrol altına alınmasına ve yurt dışına çıkışının yasaklanmasına karar verilmiştir.” Türk Ceza Kanunu’nun 241. maddesine göre düzenlenen tefecilik suçu, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılmaktadır.
Necat Hepkon’un heykeli yıkılması talep edildi
Eski Emniyet Amiri Necat Hepkon hakkında geçmiş dönemlere ait onlarca tefecilik soruşturması olduğu söylenirken, Bakanlık kaynaklarından edilen bilgiye göre; İzmir Seferihisar’da adına birçok eğitim kurumu olan ve Seferihisar’ın hamisi olarak bilinen Necat Hepkon’un anıtı önünde gösteri yapan Seferihisarlılar belediyeden Türkiye’nin hiçbir yerinde böyle bir uygulamanın olmadığını belirterek ederek anıtın kaldırılmasını istediler. Necat Hepkon’un aynı zamanda da eğitim kurumlarından adının silinmesi de talep ediliyor.